Amerikan istihbarat örgütünü CIA'nın nasıl çalıştığı, eline düşen insanların nasıl 'kaybolduğu' netleşti...
Dünyanın en "meşhur" istihbarat servisi, ABD'nin CIA'sı... Nasıl çalışır, aramızda dolaşır mı? Hangi ülkelerde daha faal? Kimleri takip eder, kimleri ajan yapmaya çalışır? Çalışmalarının hangi bölümleri "yasal"? Peki ya CIA'nın eline düşenin başına neler gelir?
İşte bu son sorunun cevabı... ABD'nin "yasal" olduğunu savunduğu CIA'nın gizli cezaevlerinde yaklaşık 3 yılını geçiren Yemenli Halid El Maktari, CIA'nın eline düşünce başına neler geldiğini Uluslararası Af Örgütüne anlattı. Böylelikle CIA'nın "çalışma" daha da netleşti. İşte aşama aşama CIA "çalışma tarzı":
"KARA DELİKLER" VE "KAYIP İNSANLAR"
1. Şüphe üzerine baskın düzenlenir.
2. Şüpheliye neyla suçlandığı söylenmez.
3. Elleri, ayakları, gözleri ve kulakları kapatılır.
4. Bilinmeyen bir yere götürülür.
5. "Tutuklandığı" ülkeden, CIA'nın "kara delik" olarak da bilinen "gizli cezaevlerinden" birine uçakla nakledilir. Aslında bu, ülkeden adam kaçırmadır.
6. Ailesine haber verilmez, avukatla görüştürlmez. Ve böylece kişi resmen "kayıp insan" durumuna gelir.
CIA'nın "gizli cezaevlerinde" neler olduğunu ise Halid El Maktari'nin anlattıklarından anlamak daha kolay.
ÖNCE EBU GARİB'E GÖTÜRÜLDÜ
Hiçbir suçlama olmadan ve bir avukat tarafından temsil edilmesine izin verilmeden CIA'nın gizli cezaevlerinde tutulan El Maktari, kaçırıldığını, işkence gördüğünü söyledi. El Maktari, ABD'yi uluslararası yasaları hiçe saymakla suçladı ve iddialarıyla ilgili olarak şu ana kadar herhangi bir soruşturma başlatılmamış olmasına dikkati çekti.
Irak'taki Amerikalı askerlerin, Felluce kentindeki bir silah dükkanına ocak 2004'te düzenlediği baskın sırasında gözaltına alındığını söyleyen El Maktari, tahminine göre, yabancı direnişçi olduğu şüphesiyle Amerikan ordu istihbaratına teslim edildiğini ve bunun ardından Ebu Garib'e nakledildiğini belirtti.
CIA'NIN AFGANİSTAN'DAKİ "GİZLİ CEZAEVİ"
Ebu Garib'de, dövülerek, vücudu acı verecek şekilde alaşağı pozisyonlarda tutularak, köpeklerle korkutularak, vücut ısısının düşmesine yol açacak muameleye maruz kalarak 9 uykusuz gün geçirdiğini anlatan El Maktari, buradan, 3 ay kaldığı CIA'nin Afganistan'daki gizli cezaevine gönderildiğini kaydetti.
Ebu Garib'de gördüğü işkenceyi çizerek anlatan El Maktari'nin Ebu Garib ile Afganistan arasındaki yolculuğu, CIA için kullanılan bir uçağın belirtilen tarihlerde Bağdat ile Afganistan arasında sefer yaptığının ortaya çıkarılmasıyla kanıtlanırken, Afganistan'daki gizli cezaevinde işkence uygulamasının çok daha katı olduğuna vurgu yapıldı.
İŞKENCENİN SONU YOK
Afganistan'da, uzun süreli tecrit, uyku düzeniyle birlikte ruh sağlığını bozacak, his kaybına yol açacak muamele, aşırı soğuk ve sıcak verilerek vücut ısısının dengesinin bozulması, parlak ışığa maruz kalmak ve yüksek seste müzik ve ses efekti gibi birçok işkence yöntemi uygulandığını belirten El Maktari, "Çok korktum. Burada köpek yoktu ama yoğun gürültü vardı. Ne zaman uyumaya çalışsam şiddetle büyük bir gürültü çıkaracak şekilde kapıya vuruyorlardı" diye konuştu.
Dinletilen sesin aslında müzik olmadığını, insanı korkutan bir gürültü olduğunu, kendisine korku filmlerini anımsattığını ifade eden El Maktari, seslerin kesildiği anlarda diğer tutuklularla konuşabildiğini, bundan da çevresindeki hücrelerde yaklaşık 20 kişinin daha tutulduğu fikrine sahip olduğunu kaydetti.
El Maktari, hücre komşularından birinin, Eylül 2006'da Guantanamo'ya nakledilen Mecid Han adlı önemli bir tutuklu olduğunu belirtti.
DOĞU AVRUPA'DAKİ GİZLİ CEZAEVİNE NAKİL
El Maktari, nisan 2004'te bir grup tutukluyla beraber, büyük ihtimalle bir Doğu Avrupa ülkesindeki gizli cezaevine nakledildiğini söyledi.
Burada 28 ay daha tutulduğunu ifade eden El Maktari, bu süre içinde de avukat tutmasına izin verilmediğini, kendisini sorgulayanların dışında kimseyle görüştürülmediğini, akraba ve yardım kuruşlarından kimselerle irtibat kurdurulmadığını kaydetti.
El Maktari, 2006 yazında Yemenli yetkililere teslim edildi, ancak tutukluluğu, yine hiçbir suçlama olmaksızın Mayıs 2007'ye kadar devam etti.
KAYNAK:HÜRRİYET